YARIŞMALAR AKSIYOR...

Okul, spor, hareket derken bir noktayı atlıyoruz: Yarışmalar aksıyor… Okul sporları gelişsin, okulda hareket artsın derken yarış ve karşılaşma sayılarının giderek azaldığını gözlemliyoruz. Bu durum sporun rekabet ve centilmenlik içerisinde mücadele tarafını köreltiyor olabilir. 

Yarışma ve kazanma amaçlı antrenmanların sonunda eğer yakalanan enerji düzeyleri harcanmazsa bu defa başka sorunlar ortaya çıkabilir. Çocuk ve gençler egzersiz yapma, hareket alışkanlığı kazanma yanında bazı sporlara yönelebilirler. Hareket eğitimi yanında spor eğitimi alınması ve bir spora dönük becerilerin öğrenilmesinden sonra iş bu defa yarışmaya döner. Bu da bir ihtiyaçtır ve gereği yapılmalıdır.

Fakat son zamanlarda bazı yarışma ve maçların ya da daha kısa deyişle faaliyetlerin düzenlenmesinde çalışan personelin almaları gereken ücretleri alamadıkları görülüyor. Bu durum motivasyon bozukluğuna neden oluyor. Hakem, saha komiseri, gözlemci, vb. görevliler yaptıkları hizmetin karşılığı alamayınca kuşkusuz üzülürler. Bu durumun çözüme kavuşturulması gereklidir. 

Bazı duyumlarım da var bu arada… Sürmekte olan liglerin bir kısmının kaldırılacağı şeklinde gelen haberler umarım doğru değildir. Spor yapan çocukların, gençlerin maç ve yarışma hakları ellerinden alınmamalıdır. Bu konu oldukça yüksek düzeyde önem arz ediyor. Bu konu daha hassas şekilde değerlendirilmelidir.

2014 üzerine…

UEFA 2024 yine bize verilmedi. Bence iyi bir tanıtım yapamadığımız için oldu bu. Normalde Almanya’nın bu organizasyonu almaya canı istemiyordu ama, başkan olmasını için büyük destek verdiğimiz Ceferin ve adamları bu şampiyonayı Almanya’ya hediye ettiler.

Yazın, gün içindeki sıcaklık ortalaması 42 derece ve daha fazla olan Katar, Futbolda Dünya Kupasını nasıl aldı diye tartışırken, Almanya’nın kendisine verilen bu organizasyonu ileride umarım bize pas etmez. Biraz komplo teorisi kokan bu görüşüme itibar edin. Artık şampiyona düzenlemek o kadar kolay değil. 

Bu işin kararlarını verenlere Türkiye’nin büyüklüğünü kanıtlamak zorundayız. Ama bunun için çok çalışmak zorunda olduğumuz aşikâr. 

Ne zaman statlarımızda tavan akmaz, tuvaletler tertemiz, yollarımız düzgün ve trafiği akıcı, sosyal açıdan güçlendirilmiş, ter ve sigara kokmayan görevlilerimiz, güler yüzlü yöneticilerimiz, anne ve babası ile gelen taraftarlarımız, tertemiz tribünler olursa o zaman bize şampiyona verirler. Küçük de olsa bu ve buna benzer kriterler bir organizasyonun size verilmesinde önemli birkaç parametreden birisidir. 

Bilmem anlatabildim mi?