YİYECEĞİMİZ BALIKLAR DENİZLERDE!

Balık avı yasakları başladı. Şimdi yeni sezon için balıkçıları motorlarının ve ağlarının bakımlarını yapıyorlar. Bizler ise, sabırla yeni sezonun açılmasını bekliyoruz.

Bayramın birinci gününde kuruculuğunu birlikte yaptığımız Kocaeli Motosiklet Sporları Kulübü üyelerinden Fevzi Utaş ile epeyce sohbet ettik. Uzun yıllardır balık mevsiminde Karamürsel’e davet eder ancak bir türlü orada buluşma fırsatımız olmamıştı. Bu defa yeni balık sezonunda bir araya gelme kararı verdik. Konuşmamızın sonunda “Hocam, bizim yiyeceğimiz balıklar şimdi denizdeler, zamanı gelince bu işi yapalım” demişti. Böylelikle bugünkü yazımın başlığı kendiliğinden ortaya çıktı. Konu, balık ve motosiklet üzerinde gidecek gibi görünüyor.

Kocaeli Motosiklet Sporları Kulübü 2006 yılında kuruldu. Bir grup motosiklet gönüllüsü olarak başlattığımız bu girişim, motosikletin itibarını geriye getirdi. Şehir içi turları, sportif yarışmalar, Kocaeli Fuarında motosiklet sergilemeleri, ödül törenleri derken 15 yılı geride bıraktık. Yarışan sporcularımızdan ikisini kaybettik. Sinan Sofuoğlu ve Tuna Şahbazoğlu kulübümüzün lisanslı sporcuları idi. Onları saygı ile anıyoruz. Bir başka yarışçımız Aydın Erkan ise hâlâ bitkisel hayatta… Ailesine sabırlar diliyorum.

Motosiklet, kuşkusuz bir tutku ama aynı zamanda günlük hayatımızın bir parçası… Scooter denilen şu motorlar sayesinde birçok vatandaşımız sıcak pizza yeme keyfini sürdürüyorlar. Bu motorlar ve onların kullanıcıları ile her türlü siparişimizi kısa sürede kapımızda görüyoruz. 

Dikkate alınmıyor ama motosikletler özellikle İstanbul gibi bir Büyükşehirde ulaşımda giderek daha çok kullanılan bir araç olma yolunda hızla ilerliyor. Kocaeli’de de bu kullanım eski yıllara göre artmış durumda. Ama bu iki tekerli aracı tanımak istemeyen sürücü sayısı da az değil… Bisiklet ve motosiklet kullanıcıları bu durumdan son derece rahatsızlar. Bunu bir kültür meselesi yapıp, onların da bu trafikte hakları olduğunu hatırlatmak isterim.

Kuşkusuz kötü kullanıcılar yok değil. Köprülerde tek teker yapanlar, sürekli şerit değiştirenler, korumasız, kasksız yola çıkanlar, kaldırımlarda ilerleyenler, vb. gibi olumsuz tablolarla hergün karşılaşıyoruz. Şehirler arası yollarda ilerlerken dikiz aynamdan arkadan gelen motorları görünce onlara genelde yol veriyorum. Onlar motorcu dostu olduğumu anladıkları için geçerken küçük bir korna ile teşekkür ediyorlar. Siz de aynısını yapın…

Bu arada, Türkiye’nin motosikletle gerçek tanışmasını sanıyorum 2005-2006 yıllarında yaptı denilebilir. Öncesinde de kuşkusuz motosiklet ve motorcular var idi. Ancak ülkemizde kullanılan tüm motorların ithal edildiğini, pek azının burada imal edildiğini biliyoruz. Şimdi birkaç girişimci sayesinde Türkiye’de motosiklet üretiliyor. Hem de başarılı bir şekilde… Bunlar güzel şeyler. Ama birkaç tık yukarıya atlamak istediğinizde bu defa marka ve modellerle karşılaşıyorsunuz. Daha yüksek rakamlar ve astronomik vergi duvarı ile karşılaşıyorsunuz. Bu konular tekrar gözden geçirilmelidir. Vatandaşlarımız düşük hacimli orta düzeyli bir motosikleti uygun fiyatlarla satın alabilmelidir. Şu pandemide bari motosiklet vergilerini biraz azaltamaz mıyız?

Burada, tarihten küçük bir kesit vermek istiyorum: Japonya’da motor üreten bir fabrika ekonomik krizden dolayı işçileri tren bileti alacak para bulamaz olmuşlardı. Birçoğu bisikleti ile fabrikaya gelip gitmeye başladılar. Fakat çok uzaktan gelenler zaman içerisinde yorgunluktan dolayı bisiklet kullanamaz oldular. Bu gelişmeler üzerine fabrika sahipleri mühendislerine şunu söylediler: “Bisikleti ile gelen işçilerimizin bu araçlarına birer küçük motor takmanızı istiyoruz.” Bisikletlerine motor takılan işçilerin benzinleri de fabrika tarafından karşılandı. Böylelikle bugün Dünyanın en tanınmış motosiklet markalarından biri olmayı başardılar. 

Motosiklet kullanımı konusunda yenilikçi bazı adımların atılması gereklidir. Kamu kurumları, özel şirketler, yerel yönetimler, Gençlik ve Spor Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı motosiklet satın alıp, çalışanlarına bu araçları kiralayabilirler. Onlara motosiklet kullanmayı öğretmeyi bizler üstleniriz. Böylelikle şu lanet virüs konusunda biraz olsa da teması azaltmaya yardımcı olabiliriz. 

İçinde olduğumuz bu bayram günlerinin sağlık ve huzurla geçmesi dilekleri ile…