METREKARE Mİ, METRE KÜP MÜ?

Korona salgınının başlamasından bu yana maske, mesafe ve temizlik konusunda hemen herkesten gelen açıklamalara artık alıştık. Maske takmamaya başladık. Bu gevşeme 01 Temmuz 2021 tarihinden itibaren başladı. Yollarda gördüğüm çoğu vatandaşımız maske takmıyor. Bizi de takmıyorlar. Maskesinde delik açıp sigara içenleri görüyorum.

Temizlik konusunda aslında sürekli bir problem olarak ortada duran bu meseleyi aslında hiçbir zaman çözemedik. İçtiğimiz kahve-çay bardaklarını yere atıyoruz. Araçlarımızda tükettiğimiz suların pet şişelerini pencereden fırlatıyoruz. Evlerimizdeki çöp kovalarına her şeyi atıyoruz. Geri dönüşüm nedir, bilmiyoruz?

Gelelim mesafe konusuna: Bir kere toplu taşıma araçlarında işe gitme ya da işten eve dönmede bu araçları kullanan vatandaşlarımızın durumu fena… Başka seçenek olmayınca çift maske takarak bu vasıtaları kullanmayı zorunlu olarak seçenlerimizin hem mesafe hem de temas konusunda yüksek risklerle karşı karşıya olduklarını görüyoruz. 

Araç işletmecilerinin yüksek yoğunluklu antiseptik sıvılarla temizlemeye çalıştıkları bu minibüs ve otobüslerdeki havalandırma sistemleri de ayrı bir sorun. Bu ülkede şehirlerarası otobüslerde kaptanlık yapan şoförlerimizin uzun bir süre klima sistemlerini çalıştıramadıklarını defalarca gördüm ve yaşadım. Otobüslerde seyreltilmiş koltuklar, salgın ortaya çıkmadan başlamıştı. Acaba üreticiler geleceği mi gördüler?

Yan yana gelmeyin, fiziksel ya da sosyal mesafeyi koruyun şeklindeki uyarıların başlangıcında 2 metrelerden söz edilirken bu mesafe daha sonra 1,5 metreye indi, sonra 1 metre derken havalimanlarına vardığınızda bu rakamların kaybolduğunu görüyorsunuz! Zaten havaalanlarına giden yolcuların oralarda galiba yapıları değişiyor. Bırakın mesafeyi, bilet kontrolleri ya da biniş kartı alma esnasında ensenizde diğer yolcunun nefesini hissediyorsunuz. Bu gibi durumlarda kadın veya erkek fark etmiyor. Havalimanları kısa süreli de olsa kişilikleri değiştiriyor…

Toplantıların düzenlenmesinde bazı genelgeler yayınlandı. Bunların tümü sağlığımızı koruma amaçlı. Ancak ne kadarını uygulayabiliyoruz, orası şüpheli… Bu buluşmalarda oturma mesafeleri metre kare cinsinden açıklanıyor. Ancak içinde olunan mekânın hacmi önemli değil midir acaba? Bazı yerlerde metrekare yerine metreküp uygulamak daha doğru olabilir. Havalandırma sistemlerinin olduğu bölgelerde üfleme ve emiş alanları da önem kazanmaktadır. Doğrusu, riskli olan yerleri ziyaret etmemek gerekir. Biraz daha sabredelim. 

Her şey bitti, iş m2 ve m3’e mi kaldı? Bazen konulara başka açılardan bakmak daha hızlı sonuçlar getirebilir. Gelecek için daha sağlıklı bir yaşam şekli ve davranışları sergilemeliyiz. Bu salgına karşı disipline edilmiş önlemleri almada lütfen gevşemeyelim! Şans ve sağlık herkesin olsun…