RADYASYONDAN KORKMAYIN!..

Bugün kullandığımız elektronik cihazların tamamından durmadan radyasyon depoluyoruz. Bunun miktarı konusunda net bilgiler henüz yok. Elimizdeki telefondan başlayan, mutfaktaki mikrodalga fırına uzanan, tasarruf olsun diye aldığımız LED ampuller, yerlere döşenmiş elektrik kabloları, izlediğimiz televizyon cihazları, notebooklarımız, masaüstü bilgisayarlar, yazıcılar ve daha onlarca cihaz bizi radyasyon bakımından zenginleştiriyor.

Nükleer enerji konusunu şimdi gündeme getirme zamanıdır. Bir santralımızın inşası devam ediyor. Eleştirenler var, destekleyenler var. Ben destek verenler tarafındayım. Enerji konusu Dünya Savaşlarının birincil sebebidir. İster kabul edin ya da etmeyin, olmayan doğal kaynaklarınızdan dolayı başkalarına bağımlı olarak ithal ettiğimiz gaz ile elektrik üretmenin maliyetini izlediğimiz zamlardan dolayı daha iyi anlıyor olmalıyız.

İçten yanmalı motorlara şimdilerde Otogaz üniteleri takarak biraz daha az para harcamayı seçiyoruz. Bir arkadaşım vardı, bu konuda uzman ve gazın verimliliği konusunda çok ciddi incelemeleri ve deneyimi olan, onu dinledikten sonra aracınıza bu üniteyi takmasını isterdiniz. Zaten bazı şirketler artık doğrudan bu gazı kullanan motorlara sahip araç üretmeye başladılar. Tamam anladık ama neden kimse araçlarda da nükleer enerji kullanalım demiyor? Çok küçük miktarda bu enerji sağlayıcıyı motorun kenarına koyup yıllarca yakıt istasyonlarına uğramamaya ne dersiniz?

Şimdi, bazı arkadaşlarım bu yazdıklarımdan ötürü bana gücenecekler. Onlar elektrikli otomobil için çalıştılar. Bir prototip yaptılar ve geçtiğimiz aylar içinde bunu tanıttılar. Doğrusu oldukça etkileyici ve muhteşem bir tablo idi. İsmini koçların veya keçilerin boynuzları ile tokuşmasından çıkan sese bağladığım TOGG, Tesla’ya rakip olmuş durumdadır bence… Ama bundan daha önce bir prototip olarak üretilmiş, sahibi oldukları hastanesinin fuayesinde sergilenen “GÜNSEL” isimli Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ndeki Yakın Doğu Üniversitesinin elektrikli otomobilini görmezden gelemeyiz. Şimdi şu soru aklımda gezmeye başladı: Elon Musk, bizi ziyaret ettikten sonra bir de KKTC’ye mi uğradı dersiniz?

Nükleer enerji ve radyo frekansları gelecek yüzyılların kaçınılmaz yakıtları olarak karşımızda duruyor. Belki bilmediğimiz başka enerji kaynakları da olabilecektir. Bugünkü bilgilerimiz onu açıklamaya yetmiyor olacaktır. Gökyüzü ile ilişki kurabilenlerimiz bunu çözeceklerdir. Uzaktan kumandalar, cep telefonlarının sinyal sistemleri, insansız hava araçlarının kullanımı, kıtalararası balistik füzeler ve nihayet Mars’a yolculuk deneyimi…

Tam bu noktada bir hikâyeden söz etmezsem bu yazıyı bitiremem: Kızılderili Reisi Elon Musk’a bir mesaj yollamış. Mars’ta benim bir arkadaşım var, ona bir mektup yollamak istiyorum, demiş. Roketini fırlatmadan önce bu mektup alınmış. Mars’a vardığında oradaki şahsa mektup verilmiş. İçinde ne yazıyordu dersiniz? Birlikte okuyalım: “Kaçın, Beyazlar geliyor!..”

Radyasyon ile beraber yaşamaya alışalım. Faydaları kadar zararı da var ama gelecekte bu zararı minimal değerlere indirmek bizim elimizde. Sokağa çıkma kısıtlamasından mıdır nedir, bu defa bu yazı ortaya çıkmıştır. Şimdi benim için en zararsız eyleme geçiyorum. Kitabımı alıyor ve başlıyorum okumaya… Burada da sıkışmış bazı sorular var. Onları başka bir yazımda tartışacağız…