YOLDAN KISA HİKAYELER (2)

Neyse, ben konuma döneyim. Büyük teyzemi ziyaret ediyorum. Eşini kısa süre önce kaybetmişti. Uzun yıllardan beri görme fırsatım olmamıştı. Bazen Mersin, bazen İstanbul ve sıklıkla da Eskişehir’de kalıyordu. Bu defa etrafı nar ağaçları ve akşam sefası çiçekleri ile çevrili yazlığında görme fırsatım oldu. Eşi, 60 ihtilalinde Mersin valiliği yapmıştı. Uzun seneler görüşüyor, spor, siyaset ve askeri gelişmeler üzerine konuşmalar yapıyorduk. En iyi arkadaşı Yücel Seçkiner idi...

Aydın’a akşam vakti indik. Rahmetli Matbaacı Ali Taşkın ismini taşıya yüksek katlı apartmanda dayımı ziyaret ettim. Eşini kaybedeli epey zaman olmuştu. Yemek konusunda çok beceriklidir. Sarma, kızartma, peynirden oluşan hafif bir akşam yemeği sonrasında komşularının gelmesiyle çaylar içildi, sohbetler edildi. Enteresan bir adamdır. Terzilik, fotoğrafçılık, beyaz eşya satıcılığı, plakçılık (Bunu daha sonra açıklarım, yenilerimiz bunun ne olduğunu bilmezler), oto galericiliği, müteahhitlik yaptı. Her yaptığı işte başarılı oldu. Sonra her şeyden vazgeçti. Onun hayatını anlatan bir romanı yazmakla meşgulüm. İlginç bir yaşam öyküsü, ilginç anılar ve Yassıada’da Menderes fotoğrafları... Şimdi mi ne yapıyor? Eşsiz bir pul koleksiyonu var, özenle bakmayı sürdürüyor. 

Gecenin ardından gelen günde aile büyüklerimizin kabir ziyaretlerini tamamladık. Tellidede Mezarlığı dolmuş. Artık yer yok. Ailemizin büyük kısmı burada ebedi istirahatlarını sürdürüyorlar. Dualarımızı ettik, mezarlarını suladık. Çiçeklerimizi bıraktık.

Bu defa bir yaylaya hareket ettik. Tepeden Menderes ovasını gören, çam ağaçları, incir ağaçları ve tabii ki olağanüstü güzellikteki bin yıllık zeytin ağaçlarıyla kaplı bir bölge burası... Menderes Çiftliği sapağından dönüp Cincin’e vardık. Oradan ekmek, vb. bir şeyler aldık. Cincin’den Tığlılar köyü yolu nihayet asfaltlanmış. 

Tığlılar’dan Yayla Mahallesine çıkış yaklaşık 3 kilometre. Yoldan greyder geçmiş ve düzeltmiş. Toz dışında başka şikayetimiz yok. Orası bir başka yer. İncirler, üzümler, zeytinler veee sihirli sıvı zeytinyağı... Petek bal, badem, polen, kuru incir, çizik zeytin, ev ekmeği, dalından yeni koparılmış taze biberler ve eşliğinde tavşan kanı çaylar... 

Orada başka hayat hikayeleri var. Çaylak Dede’nin harika ve inanılmaz yardımsever eşi “Kezban Nine” 2013’te hakkın rahmetine kavuştu. Hatırlarım, sepetinde getirdiği kuru incirlerin yanında küçük bir çiçeği de koyardı. Bu incelik ve zarafet, hem de dağın tepesinde... Mezarları yan yana... Her gittiğimde Çaylak Dede için dua ederdim. Şimdi her ikisi için...

Biraz zeytin, bir çıta bal, bir miktar kuru incir ile Aydın’a döndük. Kısa süreli akşam yemeği bir başka akrabada yenildi. Ağzınız sulansın diye yazayım; yağsız dana haşlama ve yanında börülce salatası... Sarımsaklı, sızma zeytinyağlı ve koruk ekşilisinden...

Bu yiyeceklerin sporcu beslenmesindeki önemini daha sonra anlatacağım. Düzenli ve dengeli bir diyetin sporcu performansına pozitif değerler kattığına inanmak zorundayız. Yapılan antrenmanlar kadar, yeme-içme ve dinlenme kalitesi dikkatle üzerinde durulması gereken konuların başında gelir.