Gol çizgisi teknolojisinin detayları

Gol çizgisi teknolojisi ile ilgili tartışmalar son 10 yıldır gündemde. FIFA ve UEFA, futbola teknolojik müdahaleye şiddetle karşı çıkıyordu. Ta ki, 2010 Dünya Kupası'nda Frank Lampard'ın, Almanya'ya attığı gol geçerli sayılmayana dek.

FIFA Başkanı Sepp Blatter, o günden sonra gol çizgisi teknolojisi konusundaki görüşlerini 180 derece değiştirdi. Blatter'in öncülüğünde başlatılan çalışmalar, büyük kamuoyu baskısıyla birleşince, Uluslararası Futbol Birliği Kurulu, 2 sistemin kullanılmasına onay verdi.

Sistemi ilk olarak Premier Lig Yönetimi'nin hayata geçirmesi bekleniyor. İngiltere Futbol Federasyonu Genel Sekreteri Alex Horne, Premier Lig yönetiminin, sistemi pratik olarak kullanılmaya hazır hale gelir gelmez kullanmaya başlayacağını söyledi.

Horne'a göre, 2012-2013 sezonunun ikinci yarısından itibaren büyük olasılıkla sistem hayata geçirilecek. Ancak herkes, Premier Lig Yönetimi gibi gol çizgisi teknolojisini uygulamaya hevesli değil. Özellikle de UEFA Başkanı Michel Platini. Gol çizgisi teknolojisinin, gelecekte birçok türevinin ortaya çıkıp, futboldaki insan unsurunu tamamen ortadan kaldırmasından çekinen Platini, Avrupa Kupaları'nda 5 hakemli sistemin kullanılmasını istiyor.

SİSTEM NASIL İŞLEYECEK?
Peki futbolda devrim yaratacak gol çizgisi teknolojisi nasıl işliyor? İşte Uluslararası Futbol Birliği Kurulu'nun, kullanılmasına onay verdiği 2 sistemin özellikleri.

Uluslararası Futbol Birliği Kurulu'nun onayını olan 'hawk eye' yani 'şahin gözü' adlı sistem, halen tenis ve kriket maçlarında yaygın olarak kullanılıyor. Sistem, süper hızlı çekim yapan 6 kameranın aynı anda çalışması sayesinde, bilgisayar ortamında bir grafik oluşturulmasına dayanıyor. Söz konusu kameralar, saniyede 500 kare çekiyor. Yani normal bir kameradan 20 kat hızlı çalışıyor. Gol çizgisindeki bir noktaya odaklanan 6 kameranın farklı noktalardan çektiği görüntülerin, bilgisayar ortamına aktarılarak, topun kale çizgisini geçip geçmediğinin belirlenmesi ise 1 saniyeden kısa sürüyor.

Testler, top kale çizgisini 3.6 milimetre dahi geçse, sistemin gol kararı verdiğini gösterdi. Ayrıca Premier Lig Yönetimi, bu teknoloji sayesinde frikik atışları ya da güzel gol vuruşlarında, topun izlediği yolu da izleyiciye göstermek ve televizyon başına daha fazla izleyici toplamak istiyor. Şahin gözünün bununla birlikte, doğru kararı verebilmesi için topun en az yüzde 25'inin kameralar tarafından tespit edilmesi gerekiyor. Bu da kale çizgisi önünde pek çok oyuncunun karıştığı bir pozisyonda top kameraların görüş açısından çıkarsa, sistemin işlemeyeceği anlamına geliyor.

'Goalref' adlı sistem ise şahin gözü kadar görsel bir çekicilik taşımıyor. Bu sistemde, kale çizgisi ve direklerin arasında düşük güçte manyetik bir alan oluşturuluyor. Bir anlamda kale çizgisi ile direkler arasına görünmez bir perde çekiliyor. İçindeki çipler sayesinde, top bu manyetik perdeyi geçer geçmez, hakemin kolundaki saate bir sinyal gönderiliyor. Bu işlemde herhangi bir bilgisayardan yardım alınmadığı için, topun gol çizgisini geçip geçmediği saniyenin sadece 10'da biri kadar kısa sürede belirlenebiliyor. Sistemin onay almasının bir diğer önemli nedeni de sensörlerin hemen her topun içine yerleştirilebilecek kadar kullanışlı ve görece ucuz olması. Bu yüzden FIFA'nın, 2014 Dünya Kupası'nda bu sistemi kullanacağı tahmin ediliyor.