SON DAKİKA
GERÇEK BİR ZANAATKAR
YABANCI SORUNU GİDEREK BÜYÜYECEK
PROJESİZ BAŞARI OLMAZ!
AVRUPA LİGİ STATÜSÜ NASIL?
TALAY'LA ATLETİZM SOHBETİ!..Spor Yazarı Yusuf Yalkın, atletizmin duayenlerinden Artun Talay'la sıcak bir sohbet yaptı. Talay'ın söyledikleri mutlaka ilginizi çekecektir. İşte o yazı...
Geçenlerde Artun Talay’la sohbet ettik…
Artun, atletizm sevdalısı bir antrenör…
Sporla yatar, sporla kalkar…
Londra’da yapılan Dünya Atletizm Şampiyonası’yla ilgili ilginç şeyler söyledi; sizlerle paylaşmak istedim…
Artun söze, “Şampiyonada başarılı olan ve bu başarıda emeği geçenleri içtenlikle kutluyorum” diye başladı ve devam etti:
“Şimdi gelelim gerçeklere... Gelişmiş ülkeler çıkarlarını demokrasiden önde tutarlar görüşü bu şampiyonada kanıtlandı. IAAF başkanı Sebastian Coe, (Sır) unvanlı bir İngiliz ama, buna rağmen yapılan bazı saygısızlıklara şaşırdım. Hem organizasyon kendi ülkesinde, hem de atletizm ve olimpik spor ailesine karşı saygısızlıklar yapılıyor, ilginç değil mi? Bunlarla ilgili bir mektubu IAAF başkanına, bir mektubu da İngiltere Başbakanı'na yollamayı düşünüyorum. Çünkü atletizm ve olimpik spor ailesi sporda saygıyı öncelikli olarak hak etmektedir.”
Araya girdim, “Artun, Coe çok önemli bir atletti. Stewe Ovett’le girdiği mücadeleyi dünya hayranlıkla izlerdi. Ne oldu bu adama böyle? IAAF başkanlığına seçilmesiyle ilgili de bir çok suçlama yapıldı hakkında… Hayranlık duyduğum bir atletti. Asıl ben bunlara üzüldüm” dedim.
* * *
Artun dertliydi, şöyle sürdürdü konuşmasını:
“Şampiyonanın bizi ilgilendiren yanına gelirsek; futbol 2. Lig takımlarının antrenörlerinin kim olduğunu toplumumuzda birçok kişi bilirken, Ramil'in, Copello'nun, Eda'nın, Özkan'ın ve diğer atletlerimizin antrenörlerinin kimler olduğunu bilen kaç kişi vardır? Copello ve Ramil başarılı oluyorlar ama, birçok önemli gazetede futbol yine en önde! Bu durum düşündürücüdür. Ramil şampiyon olmuş, 4 televizyon kanalı, konunun ciddiyeti ve anlamıyla orantılı yayın yaparken, diğerleri son dakika alt yazısıyla yayınlarını sürdürdüler.”
“Ama bu bir kültür sorunu. Bizim spora bakış açımız futbola endeksli. Çoğu branşları toplum olarak pek bilmeyiz” dedim.
Başını salladı; anlatmaya devam etti:
“Son 4 şampiyonada "Bolt ve Jamaika" isimleri anılıyorken, şimdi "Ramil ve Türkiye" isimleri kayda geçmiş durumda. Atletlere saygıyı göstermeyenlere şunu hatırlatmak isterim. Copello yarışta 300 metreye gelince (yoruldun yerine yedeğin yarışa girsin) diyen olmaz! Ramil'e son 100 metreye girdiğinde (yerine yedeğin devam etsin) diyen de olmaz! Eda'ya veya Özkan'a (ilk üç atışta çok yoruldunuz, son üç atışı da yedeğiniz yapsın) diyemezsiniz! Maraton'da son 20 kilometreyi hiçbir maratoncunun yedeği koşmaz! Bu atletizmin tüm dallarında da aynıdır. Atlet yarışa başlar ve bitirir! Sonucu herkes dünya rekoruyla, ülke rekoruyla kıyaslar. Ama bu durum küresel spor yapılarında böyle değildir… Yorulanın, sakatlananın yerine hemen biri girer. Antrenörlerin ellerinin altında birçok sporcu vardır ve başarı için bu sporcular arasından seçme yaparak kadroyu oluşturma olanakları vardır.”
* * *
Müdahale ettim ve “Konuya öyle bir yerden girdin ki, kimsenin söyleyecek bir şeyi kalmadı” dedim ama Artun konuşmasını otomatiğe bağlamıştı:
“Atletizmde ise bir atlet bir takım, antrenörde o bir takımı çalıştıran kişidir. Bu yüzden işi çok zordur. Atletizmde saygısızlığa gelirsek, sırıkla yüksek atlama erkekler finalinin en heyecanlı yerinde naklen yayın kesildi, R. Madrıd- M. united arasındaki maça geçildi. TRT spikerleri durumu toparlamaya çalıştılar ama atletizmi sevenler sonuçta sırıkla yüksek atlamanın en heyecanlı bölümünü izleyemediler.”
Artun, son olarak çok önemli bir konuya parmak bastı ve “Atletizmi tüm dünya ülkeleri yapıyor. Sayı yüksek…Bu nedenle dünya şampiyonasına ancak konulan zor barajları geçenler katılabiliyor. 100 metre finalinde atletler ortalama, 100’ün üzerinde atletle yarışıp dünya şampiyonasında finale çıkabiliyor. Maratonda ise atletler yaklaşık 150 atletle yarışıp madalya almaya çalışıyor. Yani Atletizm Dünya Şampiyonası’nda hiçbir atlet birkaç sporcuyla yarışarak madalya alamıyor” dedi.
* * *
Aslında Artun Talay çok ama çok haklıydı…
3- 4 rakibini yenip altın madalya alan güreşçileri, boksörleri, tekvandocuları, haltercileri yüreğine basan halkımız, neden atletlere karşı o kadar sevecen olmadı?
Devşirme oldukları için mi acaba?
“Devşirme konusu” Türkiye’de giderek sorun olmaya başladı!
Bu ülkenin 80 milyon nüfusu içerisinden mutlaka şampiyon atletler çıkarması lazım.
Amerika’yı yeniden keşfe gerek yok!
Bilimsel metotlar artık neredeyse her ülkede uygulanmaya başladı.
Globalleşen dünyada hiçbir şey saklı- gizli yapılmıyor!
Bize yapısal olarak yakın ülkelerdeki başarılı yöntemleri ithal etmek “Ayıp” değil…
Yeter ki, koltuk meraklısı olmadan, bir iki sporcunun arkasına sığınmadan, doğruların üstüne gidelim!..
İLGİLİ HABERLER
İlgili Haberler
|