SON DAKİKA
![]() ![]() ![]() ![]() KÜLTÜR, GÜREŞ VE DİĞER KONULAR...![]() Birkaç haftadır spor kültürü yazıları yazdım. Arkasından Gazanfer Bilge konusu geldi. Bu sporcumuz ve diğer birkaç güreşçimizin de orada yarıştırılmadığını biliyorum. Bunların dışında, Londra’da güreşip gümüş madalya alan ve Helsinki’ye gönderilmeyen Muhlis Tayfur’u da unutmamak gerekir. Kıymetli dostum Dr. Ramazan Savranbaşı’nın da güreş hocası olan bu sporcumuzun o dönemlerde şu açıklaması vardı: “Eğer ben oraya gidebilseydim bir altın madalya ile dönerdim…”
Sporda, özellikle olimpiyat oyunlarında madalya almak son derecede önemli bir hedeftir. Olimpiyat oyunları dört yılda bir yapılır. Olimpik sporcular antrenman ve yarışma planlarını bu takvime göre ayarlar. Bir şekilde aksama olduğunda bütün işler bir sonraki dört yıla aktarılır. Bu zaman dilimleri içinde antrenman yapmak, kazanımları koruyabilmek, bazı ara hedefleri geçebilmek pek o kadar kolay olmamaktadır.
Ne yazık ki, çeşitli zamanlarda sporda akla hayale gelmedik olaylar yaşıyoruz. Bu gibi tuhaf sayılabilecek durumların kamuoyuna dikkatli biçimde açıklanması gereklidir. Biraz araştırınca, önceki yazıma ilişkin bir makaleye rastladım. Kendisini bizzat tanıdığım kıymetli dostum Selami Özsoy “Basına yansımalarıyla ‘1952 Amatörlük Olayı” isimli çalışması ile konuyu dikkatlerimize sunmuş. Okumakta fayda var.
Buna benzer bir sorunu bundan sonra yaşar mıyız bilmiyorum. FILA (Uluslararası Güreş Federasyonu) zaman zaman güreşteki oyun kurallarını değiştiriyordu. Bu durum IOC tarafından ne yazık ki iyi karşılanmıyordu. Bir ara neredeyse olimpiyat programından çıkarılması bile gündeme gelmişti. Ama aktardığımız konu FILA’nın değil bir IOC kararı olduğunu da unutmamak gerekir.
O zamanki olimpik kurallar şimdi başka parametrelerin denetimi altında yürütülüyor. Daha güçlü, daha hızlı, daha yüksek sloganına şimdilerde “Birlikte” sözcüğü de eklenmiş oldu. Uluslararası örgütler bazen sloganlarla dikkatleri çekmeyi başarabiliyorlar…
Uluslararası Olimpiyat Komitesi’ne üye olan ülke sayısı Birleşmiş Milletlere üye olan ülke sayısından daha fazla. Olimpik faaliyetler ülkelerde daha fazla heyecan yaratıyor. Haritada bulmakta zorlandığımız bir ülke, olimpiyat oyunları için gereken barajı geçip yarışmalara katılabiliyor. Pekâlâ bir sporcu, yüzme havuzlarından çıkıp IOC başkanlığına kadar uzanabiliyor.
Yeni IOC başkanı Kirsty Leigh Coventry bir kadın ve Afrika kıtasından bir temsilci olarak bu mertebeye ulaşabiliyor. Kendisi 2004 Atina, 2008 Pekin olimpiyat oyunlarında yanlış hatırlamıyorsam toplamda 7 madalya kazanmıştı. Bu başarısından dolayı kendisine “Altın Kız” diyen o zamanki Zimbabve Devlet Başkanı Robert Mugabe, kendisine 100.000 Amerikan Dolarını ödül olarak vermişti. Allahtan şimdi kurallarda böyle bir ödül alınamaz diye bir madde yok ve Coventry IOC Başkanı olabildi! Şimdi dünyada sporun en önemli yönetim organı olan Uluslararası Olimpiyat Komitesi’nin en üst düzey yöneticisi…
Gazanfer Bilge demişken sizleri o yıllara götürdüm. Şimdilerde olimpik sporlarda yeni bir aşamaya gelmiş bulunuyoruz. Kulüplerimiz ve federasyonlarımızın canla başla çalıştıklarını izliyorum. 2028 Los Angeles Yaz Olimpiyat Oyunlarına çok az bir zaman kaldı. Bu sebeple TMOK’un (Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi) yeni yönetimi ile olimpik branşların federasyonları arasında düzenli ve disipline edilmiş bir iş birliğinin sağlanması gereklidir. Bunların yanında geleneksel Türk sporları, Gelişmekte olan Spor Branşları, Squash, motosiklet, bisiklet pist, kule atlama, bmx, vb. sporlar için biraz daha fazla gayret gösterilmesi gerektiğini tekrarlıyorum.
İstanbul, 0
Bu makale 6 kez okundu Yükleniyor...
|