SPORDA İP KOPTU MU?

Bir gün bile eyyam yapmadım; hep doğru bildiğimi söyledim; doğru olduğuna inandıklarımı yazdım.

Doğruları savunmaktan asla vazgeçmem!..

Babam olsa fark etmez!

Yanlışı kim yapmışsa yazarım, eleştiririm…

Görevim gereği onlarca ülkede bulundum…

Hemen her branşta müsabakalar izledim…

Seyrettiğim maçların sayısı o kadar çok ki; hatırlamıyorum.

Ama bizde olanlara benzer bir olay yok aklımda kalan…

                                    * * *

Biz gerçekten çok farklı bakıyoruz spora…

Eskiden sporda maddi sıkıntı çok yüksekti; şimdi bu devletin desteğiyle azaltıldı.

Net ifade ediyorum; ülkemizde sporla ilgili parasal sorunlar çözüldü ama etik olarak hala yerimizde sayıyoruz!

Üstelik spordaki olayları önlemek için yasa çıkarmamıza rağmen, düzeltemedik işi…

Soruyorum;

Bu ülkede kulüp başkanları tribünde adam tokatlıyor mu; evet…

Bu ülkede idareciler ağızlarına geleni söylüyor mu; evet…

Bu ülkede antrenörler maç oynanırken bile birbirleriyle ağız dalaşına giriyor mu; evet…

Bu ülkede sporcular maçlarda ahlak dışı hareketler yapıp, küfürler edebiliyor mu; evet…

Bu ülkede futbolcular gazeteci dövebiliyorlar mı; evet…

Bu ülkede seyirciler hala tribünden sahaya istediklerini atabiliyor, sporculara saldırabiliyor mu; evet…

Bu ülkede, bu ve benzeri eylemlere hala büyük bir çoğunluk tepkisiz kalıyor mu; evet…

Bu ülkede tüm bu olanlara karşı, eylemi yapanlara gerçekten hak ettikleri cezalar veriliyor mu; hayır!

O zaman, bu ülkede spor yapılsa ne olur, yapılmasa ne olur!

                                       * * *

Bakınız, eğer sıraladığım şeylerin yüzde birini siz spor ahlakının yerleşmiş olduğu bir ülkede yapmaya kalkarsanız; sizi saniyede bitirirler…

Manen de, maddeten de bitersiniz!

Çünkü o toplumlarda “Marka değeri” denilen bir olgu vardır.

Hiç kimsenin o değeri kirletmeye, küçültmeye, azaltmaya, karalamaya hakkı yoktur.

Bunu yapmanıza asla izin vermezler...

Binlerce, milyonlarca insanın ekmek parası kazandığı, artık dünyada çok önemli bir kazanç kapısı haline gelen spor aktivitelerini sekteye uğratmaya, imajını zedelemeye, küçültmeye izin yok!

Yapana “Büyük cezalar” veriliyor!

Düşünün ki, çok önemli bir firmanın yöneticisisiniz!

Böyle darmadağınık olan, marka değeri yerlerde sürünen bir etkinliğe sponsor olur, destek verir misiniz?

Vermezsiniz tabii...

                                        * * *

Bazı ülkeler bu konuda çok hassas...

Hele Amerika Profesyonel Basketbol Ligi’ndeki (NBA) uygulamalar inanılmaz!

Bir sporcunun, bir kulüp başkanı ya da idarecinin, bir teknik adamın NBA’ya nokta kadar zarar verecek bir açıklaması, eylemi, söylemi olsun; yandı güzelim keten helva!

Yüz binlerce dolar para cezası, maç cezası, kulüpten kovulma, transferden men, sporculuktan ebedi uzaklaştırma, aklınıza ne geliyorsa biletini hemen kesiyorlar!

Eğer suçun boyutu büyükse hapis cezası dahi var!

Suçu kim işlerse işlesin, asla taviz yok; eyyam yok, af yok!

Onu, bunu devreye sokmak yok..

“Benim yüksek yerde adamım var” deyip, sıyırmak yok…

Siyasileri devreye sokmak yok…

Medyayı arkana almak yok…

Şöhretli olmanın avantajı yok!

Suçu işlersen, cezanı çekersin…

Bu kadar basit!