YALKIN YAZDI: BİR KERE KAZAN YETER!

Acaba hangi sporcumuzda “doping içeren madde çıkacak” diye…

Hatta itiraf edeyim; “atletizm ve halter” denince, yüzümü ekşitiyorum.

Ne inancım kaldı, ne sempatim bu dallara…

Doping, bir kabus gibi çökmüş bu iki branşın üstüne; her gün eritiyor, bitiriyor onları…

Bu nereye kadar gidecek?

Sporun “akil adamları” yok mu? (Yok ki, Başbakan her daldan onlarca insanı belirlerken, sporla ilgili bir tek kişiyi bile kürt sorunu çözüm sürecinde akil adam olarak listesine almadı. Aslında sporumuz adına bu da çok acı ve düşündürücü bir durum. Demek ki, TV’lerde saatlerce ahkam kesmekle akil adam olunmuyor. Dilerim, spor camiası, TMOK, TSYD, TRT, diğer TV’ler, gazeteler, radyolar, kulüpler, ünlü sporcular, spor kurumu ve ilgilileri bundan bir ders çıkarırlar. Kimse alınmasın, spor camiası adam yerine konmamıştır. Bu da beni inanılmaz biçimde rahatsız etmiştir.)

Biz konumuza dönelim…

Olimpiyat düzenlemeye aday bir ülkede dopingin bu denli yaygınlaşması elbette batının dikkatinden de kaçmıyordur.

Birilerinin, artık Türkiye’de iyice yaygınlaştığı anlaşılan (çünkü genç ve yıldız sporcular seviyesine kadar indiği belli oluyor) “doping içeren madde kullanma alışkanlığına” acilen bir çözüm bulması lazım!

Ancak…

Mevcut sporcu ödül yönetmeliği olduğu sürece bu olanaksız!

Çünkü, bu yönetmelik yine kimse alınmasın, bir bakıma sporcuyu doping yapmaya teşvik ediyor.

Adeta bir “vur- kaç yöntemi” uygulamasına zemin hazırlıyor!

Neden?

Çünkü, bir kez bile olimpiyat, dünya, Avrupa ya da Akdeniz Oyunları’nda şampiyon olması halinde, sporcular geleceklerini bir ölçüde “garanti altına” alıyorlar. Sadece yönetmelik uyarınca verilen “altınlarla” değil, çeşitli kurumların ödülleri, sponsorluklar vs. yardımlarla büyük bir maddi güç kazanıyorlar!

Herkes için demiyorum ama, bir çoğu için bu “doyuma ulaşma noktası” oluyor…

Ödülleri toptan aldıktan sonra “sırt üstü yatsalar bile” onlar için sorun olmuyor…

İşte “ödülü bir anda kapma hevesi” zannediyorum ki, kimi sporcuları doping yapmaya “teşvik” ediyor. Tabii, aynı biçimde bazı antrenörleri de…

Bu nedenle, ödül olmalı ama sporculara mutlaka performansları sürdükçe “taksit taksit” verilmeli, “toptan” değil…