SON DAKİKA
GERÇEK BİR ZANAATKAR
YABANCI SORUNU GİDEREK BÜYÜYECEK
PROJESİZ BAŞARI OLMAZ!
AVRUPA LİGİ STATÜSÜ NASIL?
NAİM'E SAHİP ÇIKIN!Spor Yazarı Yusuf Yalkın, 'Naim gibi sporcu bir daha zor yetişir. Şu sıralar, karaciğer yetmezliği nedeniyle hastanede yatıyor. Şimdi bazılarının, 'kendine bakmadı', 'içkiye düşkündü', 'parasını çar çur etti' gibi yavan ve yakışıksız sözleri, bu büyük şampiyonu asla küçültmez, küçültemez! Densizlik etmenin alemi yok! 'Cep Herkülünü' karalamak, kimsenin hakkı da olamaz, haddi de' diyor...
Hatırlarsınız; Naim Süleymanoğlu Bulgaristan'daki baskılardan kurtulmak ve Türkiye adına müsabakalara katılmak için 1986'da Melbourne'de düzenlenen Dünya Halter Şampiyonası'nda büyükelçiliğimize sığınarak Türkiye'ye iltica etmişti.
Türkiye'ye getirilmesinde bizzat dönemin Başbakanı Turgut Özal’ın devreye girdiği herkesçe bilinir… Naim, Avrupa Halter Şampiyonası'na Türkiye adına katıldı ve üç altın madalya kazandı. Bunun yanında 60 kilo koparmada 200 kilo kaldırarak dünya rekorunu kırdı. Tüm ülkelerin gözü artık onun üzerindeydi!.. İş dedikodu bazında kalsın istemiyordum! Kamiloğlu, “100 ve 50’lik dolar istemediler. Herhalde sahte olmasından çekindiler. 20’lik, 10’luk, 1’lik ne kadar küçük rakamlı dolar varsa ayarlandı. Parayı Devlet Bakanı Kazım Oksay’ın özel kalem müdürü Mustafa Aydınalp götürdü. O zaman komünist rejim var. İşler çok sıkı… Sonradan öğrendim 7- 8 Bulgar görevli kadın parayı tam 10 kez saymışlar. Eksik olmasın diye... Ve sonuçta, Naim Süleymanoğlu’nun Seul’de yarışması için izini kopardık” demişti.
Naim, hem çok iyi bir sporcuydu, hem de çok iyi bir insan… Kalbinin güzelliği yüzüne yansımıştı zaten… Dünyanın en büyük sporcusu unvanı onun mütevazılığını yok etmemişti. Böbürlendiğine, başarılarını ballandıra ballandıra anlattığına hiç tanık olmadık… Bizler onu överken, onun yüzü kızarırdı… Haza beyefendi biriydi… Türkiye Spor Yazarları Ankara şubesine sık sık gelir; bizlerle gofretine “okey” oynardı! Kazanmak özünde olduğu için okeyde de kaybetmeye tahammülü yoktu… Hırslı oynardı! Ama karşısındaki okey partneri onun kadar hırslı olmayınca, biraz sinirlenir ama bunu açıkça belli etmezdi… Bu nedenle eşli oynamayı sevmezdi! Tek tabancaydı! Bir şey hep aklımda kalmıştır. Naim, derneğe ne zaman gelse ortamı bir “pozitif enerji” kaplardı… İçindeki sıcaklığı, sevgiyi, güzelliği dışarıya yansıtırdı… Bu ülkeye çok şeyler verdi. Milyonlarca insanı başarılarıyla mutlu etti, sevinçten ağlattı. Halter sporunun Türkiye’de patlama yapmasında en büyük rolü oynadı. Türkiye’nin tanıtımına büyük katkısı oldu. Naim gibi insanlar kolay yetişmez! Şu sıralar, karaciğer yetmezliği nedeniyle hastanede yatıyor… Şimdi bazılarının, “kendine bakmadı”, “içkiye düşkündü”, “parasını çar-çur etti” gibi yavan ve yakışıksız sözleri, bu büyük şampiyonu asla küçültmez, küçültemez! Densizlik etmenin alemi yok! “Cep Herkülünü” karalamak, kimsenin hakkı da olamaz, haddi de!... Şimdi yapılacak tek şey; ulus olarak Naim’e sahip çıkmak, bir an önce sağlığına kavuşmasını dilemektir…
İLGİLİ HABERLER
İlgili Haberler
|