SON DAKİKA
GERÇEK BİR ZANAATKAR
YABANCI SORUNU GİDEREK BÜYÜYECEK
PROJESİZ BAŞARI OLMAZ!
AVRUPA LİGİ STATÜSÜ NASIL?
MADALYA SAYISI NE ANLAMA GELİR?Sitemiz Yazarı Yusuf Yalkın, madalya kazanmanın değerini konu aldığı yazısında 'İslam Dayanışma Oyunlarında sporcularımızın kazandıkları madalyalar elbette çok önemlidir. En azından başta sporcularımız olmak üzere, spor teşkilatı ve de vatandaşlarımıza moral takviyesi olmuştur, öz güven sağlamıştır. İzleyenlere keyif vermiştir. Gurur duymalarına neden olmuştur. Ancak..." diyor ve devam ediyor 'Madalya sayısı başarının tek kriteri midir?..'
MADALYA SAYISI BAŞARININ TEK
KRİTERİ MİDİR? Akdeniz Oyunları ve İslami Dayanışma Oyunları… Art arda yapılan iki organizasyonu da dikkatle takip ettim.
Buralarda sporcularımızın kazandıkları madalyalar elbette çok önemlidir. En azından başta sporcularımız olmak üzere, spor teşkilatı ve de vatandaşlarımıza moral takviyesi olmuştur, öz güven sağlamıştır. İzleyenlere keyif vermiştir. Gurur duymalarına neden olmuştur. Bunların hepsi doğru… Ancak, bu organizasyonlar genel anlamda hedef değil, hazırlık turnuvalarıdır. Yani, ileride başarılı olmaları beklenen isimlerin “sınanması” için bulunmaz bir fırsattır. Ülkeler buralara kolay kolay yetişmiş, ünlenmiş, iyi dereceleri olan “elit sporcularını” göndermezler. Dolayısıyla, elde ettiğimiz sonucu değerlendirirken abartmadan, hamaset yapmadan, doğru analiz ederek, bilimsel rakamlar ile karşılaştırarak gerçeği saptamamız gerekir. Genel olarak kıyaslamada Avrupa, Dünya ve Olimpiyatlardaki sıralamalar ve dereceler “kriter olarak” dikkate alınmalıdır. Böylelikle, sporcularımızın “reel durumlarını” görebiliriz! Şimdi başka gerçeklere değinebilirim… Çok sayıda elit sporcumuz yok! Var olanları da, üst üste turnuvalara göndererek yıpratıyoruz. Sanki yönetenler, “Nerede olursa olsun, madalyalar benim dönemimde alınsın” mantığıyla hareket ediyor, geçmişle yarışa giriyorlar… Net söylüyorum; bu doğru değil. Fransızların bir sözü vardır; “sayısal çokluk değil, kalite önemlidir” derler. Açıkçası şu; yüzlerce madalya kazanabilirsin, ama onların kaçı gerçekten dünyaca değerlidir! İslami Dayanışma Oyunları’nda 341 madalya elde ettik. Bu madalyaları kazanan sporcuları, onların yetişmesinde emeği geçen teknik adamları ve yöneticileri kutluyorum. Emeğe ve akıtılan tere saygımız sonsuz! Ancak, bu başarının içerisinde yer alan sporcularımızın ve takımlarımızın kaçı Avrupa, dünya ve olimpiyatlarda dereceye girebilir? Mesela dörtte biri ya da beşte biri başarılı olabilir mi? İşte sorun tam da burada! Dileğim, sporcularımızın büyük organizasyonlarda da isimlerini duyurmaları…
Bağlantılı bir başka konuya da değinmek istiyorum. Umarım yanılırım, ama bazı spor dallarında yıllardır aynı teknik adamların görev yaptıkları söyleniyor.
İddia odur ki; bu çalıştırıcılardan bir bölümü yetiştirmekten ziyade az sayıdaki yetişmiş (elit) sporcuları her yarışa sokmak istiyorlar. Yani sporcu bir anlamda “yarış atı” oluyor! Acaba niyetleri ödül yönetmeliğinden sürekli yararlanmak mı? Doğrusu bilmiyorum. Bunun tam tersi de var… Bazı sporcuların, başarılı olup ödülü kaptıktan sonra spordan kopmaları… Kazanıyor ve ortadan kayboluyorlar! Felaket bir durum… Anlaşılıyor ki, sporcuya kazandığı ödülün tamamını vermek yerine, bunu yıllara yaymak daha doğru! Aktif sporculuğa devam etmesi belki böylece sağlanabilir. Nedense, yıllardır ödül yönetmeliğinin bazı maddeleri problem olmuştur. Son sözüm spor merkezlerine… Elit sporcularımızı artırmak zorundayız. Bana göre, yetişmekte olan sporcuları ailelerinden, okullarından, arkadaşlarından, çevrelerinden koparmak, yüksek bütçeli ve masraflı merkezlerde toplamak yerine, her ilde “mütevazı bütçelerle” spor okulları açmak ve çalışmaları lokal şekilde yürütmek daha gerçekçi olur. Kendi çevresinden koparılıp getirilen ilerisi için umut olacak yıldız-genç sporcuların moral motivasyonun bozulmaması mümkün değildir. Kısa sürede yeni yere adapte olmaları, toparlanmaları ve kendilerini spora yönlendirmeleri hayli zordur! Bu nedenledir ki, büyük merkezlerden kısıtlı sayıda elit sporcu çıkmaktadır! Aslında dünyada denenmiş ve başarılı olmuş sistem, üniversitelerin sporculara “eğitim bursu ve kontenjanı” vermesidir. Sporcunun illa ki sadece BESYO’da okuması gerekmez… Kimyager, doktor, mimar, müzisyen ya da bilgisayar, uçak, meteoroloj mühendisi olmasına da olanak sağlanmalıdır. Sporculara sadece Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okulları'na girişlerinde kolaylık sağlanmasının yeterli olmadığını düşünüyorum. Eğitimli olmak sporcuya daha çok özgüven sağlayacaktır! MÜTHİŞ BİR YAZI...HAYRUNİSA KORKMAZDAĞ, 2 yıl önce yorumladıYusuf Bey yazdığınız gerçeklerden dolayı sizi kutluyorum. Ülkemizin sizin gibi yürekli ve gerçekçi yazarlara ihtiyacı var. Dediğiniz gibi başarıyı sadece madalya sayılarıyla değerlendirmek son derece anlamsız. Önemli olan sıradan turnuvalarda değil; güçlüler arasında yarışıp madalya kazanmaktır. Saygılarımla...
İLGİLİ HABERLER
İlgili Haberler
|