BAŞBAKAN ERDOĞAN ÖDÜL DAĞITTI!

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Ankara'nın Altındağ ilçesi Aydınlıkevler semtinde yapılan Gençlik ve Spor Bakanlığı'nın yeni hizmet binasının açılışını gerçekleştirmesinin ardından 2012  Londra Olimpiyat ve Paralimpik Oyunları'nda madalya kazanan sporculara akşam yemeği verdi. Yemeğe, Başbakan Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç ve eşi Melike Nur Kılıç AK Parti İstanbul Milletvekili Osman Aşkın Bak, Gençlik ve Spor Bakan Yardımcısı Yusuf Tekin, Gençlik ve Spor Bakanlığı Müsteşarı Basri Hakan Hakyemez, Müsteşar Yardımcıları Yavuz Çelik ile Aslan Karanfil, Spor Genel Müdürü Mehmet Baykan, Gençlik Hizmetleri Genel Müdürü Şevki Akkaya, Proje ve Koordinasyon Genel Müdürü Ramazan Yiğit, Eğitim Kültür ve Araştırma Genel Müdürü Abdülkadir Mahmutoğlu ve Spor Toto Teşkilat Başkanı Bekir Yunus Uçar da katıldı. Yemekte 2012 Londra Olimpiyat ve Paralimpik Oyunları'nda madalya kazanan sporcularımızın aileleri ve bağlı oldukları spor federasyorlarının başkanları ile Gençlik ve Spor Bakanlığı'nın diğer üst düzey bürokratları da hazır bulundu.

 

Yemeğin ardından söz alan Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, kısa bir teşekkür konuşması yaptı. Bakan Kılıç'ın sonrasında kürsüye gelen Başbakan Erdoğan, gençliğe verdikleri önemi ve bu konuda yaptıkları yatırımları anlatırken, son olimpiyatlarda Türkiye'nin durumunu değerlendirdi. Elde edilen başarılar için sporcuları tebrik eden Başbakan, başarı çıtasının daha da yükseltilmesi gerektiğini söyledi. Erdoğan ayrıca sporcuları ödüllerini dikkatli kullanmaları konusunda da uyardı.

"GENÇLİK VE SPOR BAŞLI BAŞINA BİR OLAY" 

Son seçimlerden sonra devlette bir yapılanma hareketi olduğunu belirten Erdoğan, bu süreçte 8 devlet bakanlığının kaldırıldığını, yalnızca 4 başbakan yardımcılığı ihdas edildiğini anımsattı. Erdoğan, bakanlıkların tamamını icracı bakanlıklar haline getirdiklerine dikkati çekerek, daha önce gençliğe ve spora yönelik ayrı bir bakanlığın bulunmadığını, bunun Milli Eğitim Bakanlığı altında götürüldüğünü hatırlattı. Erdoğan, şöyle devam etti:

''Biz dedik ki, gençlik ve spor başlı başına bir konu, başlı başına bir olay. Öyleyse gençlik ve spora yönelik bir bakanlık kurmamız lazım. Gençlik ve Spor Bakanlığı'nı kurduk. Tabii bu süreç içinde gerek sporda fiziki şartların oluşturulması, fiziki mekanların süratle oluşturulması, gerekse sporun bir merkezden tüm kaynaklarının oluşturulmak suretiyle teşvik edilmesi, teşkil edilmesi önem arz ediyordu, bunun adımlarını attık. Tabii talihsizlik ki hemen olimpiyatlarla da bu süreç iç içeydi.''

 

"YURTLARIN SAYISINI ARTTIRMALIYIZ" 

Gençliğe yönelik yurtlar noktasında çok ciddi bir yapılanmaya ihtiyaç bulunduğunu ifade eden Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:

''Üniversiteli gençlerimizin, özellikle gittikleri illerde çok büyük kira bedeli karşısında evlerde maalesef kalma imkanı olamıyordu. Tabii sadece olay gençlerimizin gittikleri yerlerde kalma sorunu değil. Hele hele kızlarımızla alakalı, evler sıkıntı doğuruyordu. Ama Kredi ve Yurtlar Kurumumuzun yurtları güvenliydi, korunaklıydı. Yani orada, belli bir saatte, tabii ki kızlarımızın yurda gelmesi lazım. Gelmediği takdirde sorumlular hemen anneyle babayla irtibat kurmak suretiyle kızımızın gelmediğini haber veriyor, ona göre bir takip mekanizması çalıştırılıyor. Aynı durum tabii erkek öğrencilerimizde de söz konusu. Onlarda da yine takip mekanizması çalışıyor. Örneğin geçenlerde İstanbul'da biliyorsunuz, bir Fatmanur kızımızın başına gelen olayı duymuşsundur. Bu tabii, bizleri çok çok üzdü. Pakistanlı kızımızın başına gelen olay gibi, bu defa İstanbul'da, ailenin hali vakti yerinde, her şeyi, imkanları yerinde, Antalya'dan kızını yurda değil 'Siz de yeni Antalyalı oldunuz ama inşallah tanışırsınız' ve o yavrumuzu da maalesef orada bir tabii, buna hangi ismi yakıştırırsanız hafif kalır, böyle bir cani, böyle bir katil hem öldürdü hem taciz etti. Şimdi, bu bizim üzerimizde de tabii büyük bir sorumluluk. Onun için diyoruz ki bu yurtlarımızın sayısını daha da artırmamız lazım, daha da çoğaltmamız lazım.''

Erdoğan, ''İstiyoruz ki bütün kızlarımıza, bütün gençlerimize biz yurtlarımızda bu hizmeti A'dan Z'ye verelim'' dedi.

ORTAOKUL VE LİSELERE ÇOK AMAÇLI SPOR SALONLARI... 

Yeni bir adım daha attıklarını ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Orta, lise, bütün okullarımızda, bugün Bakanlar Kurulu'nda da arkadaşlarıma bunu özellikle söyledim, süratle çok amaçlı spor salonlarımızı artıralım ve okullar arasında, okul öncesi de dahil, mesela okul öncesinde satranç şampiyonaları başlatabiliriz. Benim torunum mesela okul öncesi satranç oynuyor, ben anlamam ama o biliyor. Şimdiden bu işe alışmış. İlkokulda bunlar daha da gelişebiliyor ve onları ilkokulda yüzmede, aynı şekilde ilkokullar arasında bunu başlatmak mümkün. Ortaokulda geliştirmek mümkün, aynı şekilde lisede, aynı şekilde üniversitede. Mesela bir zamanlar basketbolda İstanbul Teknik Üniversitesi denildiği zaman herkes dururdu. 'İstanbul Teknik Üniversitesi bu işin bir numarası' derlerdi. Halbuki üniversite. Böyle şimdiki gibi büyük paralar dönmüyor. Bunlar öğrenci. Öğrenci olarak bu müsabakalar yapılırdı. Kurumlar arasında aynı şekilde yapılırdı. Mesela benim mensubu olduğum İETT voleybolda hep şampiyonlukları alıp götürmüştür. 6 kez şampiyonluğu var Türkiye'de. Daha sonra bu kurumlar arası şeyler, hepsi bunların ayrıldı, koptu" 

Tekvandoda bulunulan yerin çok daha ilerisinde olunduğuna inandığını anlatan Erdoğan, Türkiye'de altyapı, kalite ve kapasitenin bulunduğunu kaydetti. Erdoğan, olimpiyatlarda da bunun ispat edildiğini belirterek, bazı kayıpların kıl payı olduğunu, bunların da giderileceğini dile getirdi.

"GÜREŞ ATA SPORUMUZ" 

Güreşin ata sporu olduğunu anlatan Erdoğan, ''Biz silme götürmüşüz bir zamanlar olimpiyatlarda ama şimdi maalesef hep dökülmeye başladık. Şimdi asrın güreşçisi federasyon başkanı oldu. O da şimdi sorumluluğun idraki içinde bu işte inşallah işi çok daha farklı bir şekilde ele alıp... Birlikte el ele verip güreşte de bizim bunları toparlamamız lazım. Aynı şekilde yüzmede... Buralarda madalya çok. Atletizmde olimpiyat dendi mi, bu işin bir numarası atletizmdir. Atletizmde de bakıyorsunuz Afrika'daki ülkeler ne kadar madalya varsa alıp götürüyorlar. Artık nasıl Aslı, Gamze gibi kardeşlerimiz, yavrularımız çıkıp orada evelallah bu işi silip süpürdüyseler, bir ve iki arka arkaya, böyle bir şey aldıysalar, inanıyorum ki bundan sonra da yine bunu çoğaltarak devam ettireceğiz" ifadelerini kullandı.

NAZMİYE'YE ÖVGÜ...

 Erdoğan, paralimpikte de sporcuların başarılarını eşi ve kızıyla hayranlıkla seyrettiklerini ifade ederek, şunları belirtti:

''Bakıyorum kızlarımıza halterde yattığı yerde 109 kilo kaldırıyor. Bana sorsan ben kaldıramam. Bunlar tabii bizim hep iftihar vesilemiz oldu. Bize düşen tabii marifet iltifata tabidir, buradan hareketle çünkü iltifatsız marifet zayidir. Böyle bir hakkımız yok. Bu millet sizlerin o gayretiyle o ortaya koyduğunuz performansla getirdiğiniz madalyalarla tabii ki övünüyor. Beklediğimiz madalyaları alabildik mi? Alamadık. Öz eleştiri yapmamız lazım. Ama inanıyorum ki bizim çok gerimizde olması gereken, gerçi soydaşlarımız, mesela bir Azerbaycan bakıyorsunuz nerelerden geldi nereye çıktı. Öbür tarafta bir Kazakistan bakıyorsunuz nereden geldi nereye gitti. Biz 75 milyonluk Türkiye'yiz. Bu konularda bizim mazimiz çok daha farklı. Bu işi inşallah başaracağız, çok daha iyi bir konuma getireceğiz.''

"2012'DE ALAMADIKLARIMIZI 2016'DA ALACAĞIZ"

Türkiye'nin Londra Olimpiyatları'nda rekor sayıda branş ve sporcuyla temsil edilmesine rağmen bu sayıya oranla madalya yakalanamadığına işaret eden Erdoğan, ''Ama önümüzde inşallah Rio de Jenerio Olimpiyat Oyunları var. Orada bu kaybettiklerimizi yakalayacağız. 'Durmak yok' diyeceğiz, 'yola devam' diyeceğiz. İnşallah çok daha farklı başarıları yakalayacağız'' diye konuştu. Erdoğan, sporcular ve aileleriyle bir araya gelmekten duyduğu memnuniyeti dile getirerek, sporculara şu sözlerle hitap etti:

''(Ödüllerinizi iyi değerlendirin) diyorum. Çünkü bütün ödülleri bazen çok cömertçe kaybedenler oluyor. Bunlar da bizi ayrıca üzüyor. 'İyi değerlendirin ki geleceğiniz için onlar da size ayrı ama çok önemli bir katkı sağlasın' diyorum. Zira bizim devlet yönetiminde ve ekonomide bir prensibimiz vardır. Eğer para insanı yönetirse o insan kayıptadır. Ama insan parayı yönetirse o zaman kazançtadır. Olay bu kadar basittir. Para insanı yönetir mi? Evet, yönetir. Toplumun içinde mafya çok. Hemen bakarsınız, o parayla beraber girer, o bir virüstür, onunla beraber aldatır ve o başarılı insan bir anda bakarsın kaybolup gider. Böyle örnekler var mı? Olimpiyat şampiyonlarımızın içinden, dünya şampiyonlarımızın içinden neleri biz kaybettik. Kimisi alkol müptelası oldu, kimisi esrar, eroin müptelası oldu, kayboldular gittiler. Aman sizler bunlara çok dikkat edin ve yere sağlam basın. Şu anda nasıl böyle sağlamsanız, güvendeyseniz inşallah bundan sonra da bu şekilde geleceğe yürüyün.''

ÖDÜLLER HESAPLARA YATIRILDI... 

Başbakan Erdoğan, konuşmasının ardından Londra'da yapılan 2012 Olimpiyatları ve Paralimpik Oyunları'nda madalya alan sporcularla hatıra fotoğrafı çektirdi. 

Erdoğan, sporcuların banka hesaplarına toplam 27 bin 475 cumhuriyet altını değerinde 17 milyon 473 bin 973 lira tutarında paranın yatırıldığını bildirdi. Başbakan Erdoğan, daha sonra sporculara günün anısına birer fincan takımı hediye etti.

Başbakan Erdoğan, daha sonra 'Sporda Engelleri Kaldırıyoruz' projesi adı altında engelli vatandaşların spor yapmalarına yardımcı olacak ve 81 ilin Gençlik ve Spor İl Müdürlüklerine gönderilecek özel engelli minibüslerini inceledi.