BU İŞ LAFLA OLMAZ!

Yusuf YALKIN

Türkiye’nin sporda önemli bir hedefi var; Rio 2016 Olimpiyat Oyunları…

Spor teşkilatı, neredeyse bununla yatıp, bununla kalkıyor!

Gençlik ve Spor Bakanlığı, olimpiyat oyunlarına 1.5 yıl kala çalışmalara hız verdi. İlgililerle konuştuğumuzda, olimpiyat oyunlarında sporcu katılımının yanında sportif başarıya da büyük önem verdiklerini ifade ediyorlar…

Ve ekliyorlar; “Bakanlık olarak, olimpiyatlara hazırlık sürecinde federasyonlarla iş birliğine gittik ve giderken, yol haritasını da belirledik!..”

Laf olsun diye söylenmiş cümleler bunlar!

İnsan bunları duyunca şaşırmıyor değil!

Ne demek federasyonlarla işbirliğine gittik?

Başka kimlerle gidecektiniz ki?

                                               * * *                                                

Biz olimpiyat hazırlık konumuza devam edelim.

2016 Rio Olimpiyat ve Paralimpik Oyunları’na yönelik hazırlık sürecini bizzat takip eden kişi Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç…

Öyle diyorlar!

“Rio 2016 yolunda unutulmaz başarılara imza atmak için çalışmalarımızı hızlandırdık. Bu noktada başta federasyonlarımız olmak üzere herkese büyük sorumluluklar düşüyor. Ülke sporuna yakışır başarılar elde etmek adına çalışmalarımızı gece gündüz demeden sürdürmemiz şart…”

Bu sözler Bakan Kılıç’a ait…

Dikkatimi çeken, “Unutulmaz başarılara imza atmak…” cümlesi oldu.

Fazla hamasi olmuş!..

Spor öyle dinamik bir olgudur ki, her başarı gün gelir unutulur…

Çünkü, kamuoyu yeni başarıları özler, yeni başarıları ister.

Bu beklenti de son derece doğaldır…

                                                * * *                                            

Gençlik ve Spor Bakanı A. Çağatay Kılıç’ın Rio 2016’yı hedeflerken değindiği bir başka konuda yakalanması hedeflenen başarıyla ilgili…

Kılıç, “2016 Rio de Janeiro Olimpiyat  ve Paralimpik Oyunları’nın ülke spor tarihinde sadece katılım bazında değil, sportif başarı konusunda da rekorlarla hatırlanması adına elimizden geleni yapacağız…” diyor ve ekliyor:

“Rio 2016’ya tarihimizin en yüksek sporcu sayısıyla gitmek istiyoruz. Bunu gerçekleştireceğimize yürekten inanıyorum; ama buradaki hedefimiz sadece bu konu başlığında sınırlı kalmamalı. Umuyorum ki, 2016 Rio Olimpiyat  ve Paralimpik Oyunları, en fazla madalya kazandığımız organizasyon olarak da kayıtlara geçecek. Bunu sağlamak için elimizden gelen her türlü çabayı ortaya koyacağız… “

Bunlar gayet güzel ve kulağa hoş geliyor.

Ama lafla olmuyor işte!..

                                                 * * *

Rio Olimpiyat Oyunları’nda 28 spor dalında müsabakalar yapılacak.

Bu dallara iştirak etmek için kotalar konmuş…

Ayrıca bazı branşlar için “Derece yapma şartı” bulunuyor!

Yani, “Bir sponsor firma ayarlayıp, 500- 600 kişiye elbise diktirelim, muazzam bir sporcu ordusuyla haydi Rio’ya gidelim” diyemeyiz!

Her şeyin bir usulü, yolu, yordamı var.

Bakalım, kaç Milli sporcumuz, kaç Milli takımımız Brezilya’ya gitmeye hak kazanacak?

Bunu bekleyip, görelim ilkin.

Sonra sayılardan falan söz ederiz!

Ancak, şunu da belirtmekte yarar görüyorum.

Açılış merasiminde kalabalık bir kitle ile görünmek fazla bir değer taşımaz.

Sadece görsel anlamda biraz ilgi toplamamızı sağlar.

Asıl önemli olan, kaç sporcu ile katılmak değil, orada elde edeceğimiz başarılardır.

Bu arada bir hatırlatma yapmak isterim; olimpiyatların gözde sporları vardır.

Atletizm, yüzme, cimnastik gibi…

Elbette basketbol, voleybol, hentbol gibi takım sporları da önemli kabul görür.

Eğer, Bakan Kılıç’ın dediği gibi “Unutulmaz başarılara imza atmak istiyorsak”, Türkiye olarak gözümüzü buralara dikmeliyiz!

Aksi taktirde yine, “İkincil değerdeki” bazı branşlarda kazanacağımız 2- 3 madalyanın arkasına sığınıp kendimizi kandırırız!

Yıllarca olduğu gibi…